Şikâyetnâme-yi Ays II

Pontius Pilatus da benim gibi gülsuyu kokusunu sevmezdi, iki bin yıl önce değil de şimdi yaşamış olsa güllaç da sevmezdi yine benim gibi. Acaba Pontius’un da yatılı okul travmaları var mıdır, yastığına gülsuyu, hacı yağı döken, geceleri yatağının başında bardaktan bardağa su aktarıp onu işeten arkadaşları? Pontius Pilatus da namazdan sonra uyumayıp müdire hanımın odasına girmiş midir benim gibi, onun koltuğuna oturup müzik dinlemiş midir, “listen to your heart before you tell him goodbye”? Belki onu vali yapan yolda böyle şeyler yoktu, benim yollarımda dikenler böğürtlenler, üstelik vali de değilim.
Yollarım çatal çatal, yollarım ahtapotun kolları, yollarım beni varmam gereken yer hariç her yere çıkarıyor; galaksinin çeşitli noktalarına, yıldızlara aylara. Ben de nere varsam oranın töresine uyarak yeni bir yaşam biçimi benimsiyorum, yediklerim içtiklerim değişiyor, giydiklerim, dillerim -fakat gülsuyunun kokusunu sevmeyişim baki- sonra yine yollar, o çatallı yollar alıyor beni götürüyor bir kara deliğe.
Gözlerinde kara delik olduğunu bilmeden yaşayan insanlar var, bakmaktan çekinmeyen, düşüyorum. Sonunda ayna var diye biliyordum uzayın, yokmuş, sonunda o aynada kendimi görene kadar yürüyeceğim ama sonu da yokmuş ayna da yokmuş. Biz baktıkça, biz ilerledikçe kendini yaratan yollar varmış, biz vazgeçtikçe yok olan yollar varmış, biz hayal ettikçe döşenen yollar varmış, yollarıma gül serseler alır koklarım ama gülün suyu alın sizin olsun.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın