Esaretname-yi Ays Sekiz/

Kalplerim, bir iki üç, birkaç yüz. İlk ne zaman hissettim biliyorum, ilk bir kırgınlıkla hissettiğimi hatırlıyorum. Bu hatırada beni aldatan bir taraf var, temize geçmeye korkuyorum, sanıyorum ki kırgınlığımın bir hükmü yok ve sadece yanlış hatırlamanın kurbanıyım. Kalplerimden biri ben iki yaşımdayken kırıldı sanki, bir gece vakti annemin kucağındayken. Ondan sonra kalplerimden birini kendime tahsis ettim, ne olursa olsun o orada her zaman ihtiyacımı karşılayacak sevgiyi verdi, kimseye muhtaç değildi bir tarafım, diğer bir tarafımsa aradı durdu.

Kalplerimi yaşadığım her zaman dilimine eşit dilimledim, kalplerim de böyle böyle sevmeyi öğrendi. Önce kitapları sevdim fakat onları başkası sevince kıskanmadım, bir kitabı yazarından daha çok sahiplenmedim, satmadım içindekileri elaleme, anladığım kadarına fit oldum, belki bazı yerlerde anlattım, bazı yazılara girizgah olarak kullandım (Borges kadar ileri gitmedim, Borges sahi sen ne kadar epigraflı bir yazarsın), bunun gibi bir şey bir yerlerde okumuştum diyerek belki alıntıladım söylediğini bir tek kendinin akledeceğini iddia eden klişe birine, belki metinlerarasılığı keşfettim ve ardarda yazdım dosyalara; bunu seven bunu da sevdi…

Kalplerim sevmekten anlıyor fakat şiirden anlamıyor, kalplerim anlamasa da bazen şiir yazıyor akrostiş, hecelerin arasında gizleniyor kalplerimin sevdikleri, kimse anlamıyor kalplerimin kimi sevdiğini. Ellerim kalplerime uymuyor pek, ellerim sihir bozmanın derdinde, ellerime bıraksam çok pratik çözümler buluyor, inkar, kamuflaj, modifiye, ellerim kalplerimi hiçe sayıyor.

Kalplerimin sonuncusunu nereye gömdüğümü hatırlamıyorum, o susunca diğerleri uyandı, bittik mi dediler, bittiniz siz, ellerim ele geçirdi yönetimi, ellerim müzeleri cami yaptı, camileri konferans salonu. Ayakkabılarınızı üzerinde memleketinizin plakası olan dolaplara koyunuz. Kalpleriniz nereye gömdüyseniz oradadır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın