Boşluğuma gelmiş olmalıyım,
Yoksa kesin gülerdim
tüm bu olanlara.
Demek hiç kalmamış güleceğim,
komşudan mı istemeli?
Ama ne zaman ki
annemle göz göze gelsem
umut tarlama taze bereketler doğuyor.
Yazgımda varmış hasarlı bir oyuncak olmak
-tamirci görmek istemem ki.
Biraz öfke, birkaç kayboluş,
gizli enkazlar ve gösterişli mutluluklar
bir araya gelince bir insan ediyor:
ne muazzam kusurluluk.

Ölenlerin ruhuna Fatiha yerine
alkış yolluyorlar artık.
Şimdi doğru oturup doğru konuşalım -lütfen
Kim ışıkta uyumayı sever ki?
Allah rahatlık versin canım
Toprağın üstündekileri nasıl taşıdığına
şaşmamak gerek.
Bizi, hepimizi
-asla mecaz yapmam-
sevdiklerimiz ayakta tutuyor.
Yaşamak için eşyaya ihtiyaç var,
eşya için yaşamaya.
Anlamını yitirmiş bir döngü içinde
-de ayrı da olabilirdi-
varamamaya koşuyoruz.
Kıyıya vurmuş bir balina kadar bedbahtız ama
yüzmeyi de bildiğimiz yok.

Günlere bitirmek adına başlayınca
yelkovanla birbirimizi anlamıyoruz hiç.
Eskiden bir saka kuşumuz vardı,
insanlardan çok korkardı.
Ben de korkuyordum ama diyemedim
Bir gün o kadar korktu ki
kalbi durdu.
-benimki durmadı-
Unuttuğumuz bir şey daha varmış:
Ağacın dalını kırmak da günah
onu çok fazla sulamak da.
Sevgi de öldürürmüş
öldüğü kadar.

Sevgili dünya,
Buzullarınızda mümkün mü bilmiyorum
kafayı üşütmemek ama
Siz sevin yağmurları
benim vicdanımın romatizması var.
Küçük bir çocuk üç gün yol alıp ulaşıyor kuyuya,
kuyudaki su çocuktan bile pis,
suyu alıp köyüne dönecek tam tamına üç günde
ve biz buna bir gecemizi bile ayırıp ağlamadık.
-Bu tür mermiler kimseyi acıtmıyor
plastik mi acaba

Ruhumu bir yansımadan görürüm bazen:
silik ama orada
Orada ama silik, böylece
başka kimse görmüyor.
Bir tahtam eksikse kızmayın,
yoksulluktan hep.
Rüyalarımın birinde bir buluta dokunup
yumuşacık olmadığını fark edeceğim diye
ödüm kopuyor.
Göz görmeyince
gönlün nelere katlanabileceğini
-en fazla sekiz kere olabilir diyorlar-
kimse sormamış körlere.

Acının kokusunu nereden biliyorum
Fesleğenimi okşamadığım günler
daha bir kesifleşiyor
Mesela diyelim ben bir dikensem,
herkesin böyle çiçek mi olması gerekirdi
-çiçek olun çocuklar-
Herkes sussun
sivrilecek yüreğim biraz
Bin ah işitmemek için dokunulmayan
bir kaktüs gibiyim.

Sör Kişot

Misafir Yazar

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın