Hisler

I.

Gökyüzü o gün gökyüzü oldu
Akdeniz’in mavisinde
Turunç kokularla geldin
Ufuklardan iyilik
Biraz melankolik gibi
Biraz yengeç
Bir nisan ayı
Yaz gibiydi içim
Deniz misali
Bilmem farkında mısın adam
Tenin tenime sinmişken
Dalgaların içinden
Işığına tutundum
Zaman geçti
Sen ve ben biz misali
Uzandık göğe öylece
Akik, yakut ve lal
İşledik incecik dünyaya
Parmaklarımız sevginin,iyiliğin
Pencerelerini açtı sevgilim
İyi ki geldin Nisan

II.

Yanıyor! Yanıyor! Müthiş ülke
Çekiyor vatan uğruna
Semaya kalkmış eller
Validesiz pedersiz kalmış masumlar
Bakıyorlar cehennem ateşine
Gözler dolu dolu
Zenginler bir habersiz
Şimdi hakir zamanı
Ağır ağır yanıyorlar
Bütün bu halk
Haklı haksız herkes mağlup
Onun için ey vatandaş
Mağlup olma
Galip ol

III.

Yeni yerler yeni sabahlar bitti
Her yerde bin yıllık aşınma
Solgun zaman kokusu
Senden önceki haline döndü kalabalık
Gamzeli sular yürür dünyaya
Ben deniz derdim hızla
Kimsenin sesinde bulut yok
Kanat Yok
Tükeniş kendini yokluğunla tanımlıyor
Açık yarada bir ayaz şimdi anılar
İncelikler bitti
Güzel telaşlar
Ne bir yağmur sesi çatılarda
Ne camlarda yüzünden bir balkıma
Oyunlar bitti küstü çocuklar
Ben durdum bunların ortasında
Özgürlük bitti övünme bitti

IV.

Uzun cansız betondan evler
Bir dalgınlık bir sessizlik başlar
Soğuk rüzgarlar kumru sesleri yayılır
Bu öğlen üstü karanlığı içinde
Bir yitik neşesi evler
Konuşmalar sokakta
Garip hüzün verir insana
Öyle tuhaf kokular var sokakta
Onyedinci asırdan kalma elbiseler
Evler hep kirli yosunlu oksitlenmiş
Kadınlar allanmış pullanmış sokakta
İlerliyorlar bataklık çukuruna
Başka hayat bilmez
Bu sokağın insanı

V.

Bencil kolaylamalardan iğrendim.Neredeyse
ağzındaki sözü de isteyecekler
An itibariyle gelen samimiyetsiz cümleler
Elde olsa düşünden geçerek, düşünden seçecek kimseler.
El vuruyorlar yaldızlı her hisse, dillerinden saçıyorlar
Mahalle sokaklarından gezinen yıkık duvarları
Bir gülümsemede arıyorlar ince hesapları,şefkat dediğin kaç kuruş tabi?
Kalbi yıllarca yağmur altında paslanan inşaat çubuklarına dönmüş
Öyle sert, öyle lekeli…
Bir yürekte oksit kokusu olur mu hiç
Seslerinde soğuk bir mahalle baskısı