İnsan, yaşamı boyunca hep bir şeyleri öncelemiştir. Bu öncelikleri düşünüp bir sıralama yapılacak olursa; yeme, içme, barınma, sevme-sevilme şeklinde sıralayabilir ve bunları uzatabiliriz. Peki kitap desem… Kitap okumak önceliklerimiz arasında kaçıncı sırada, kitap okumaya günde ne kadar vakit ayırabiliyoruz, okuduğumuz kitap içerik olarak neleri barındırıyor?
Ovidius: “Gençlerini kitapla beslemeyen milletlerin sonu hüsrandır” demiştir. Peki ülkemizdeki gençler kitaplardan ne sıklıkta faydalanıyor ya da faydalanabiliyorlar mı? Sizi biraz düşünmeye davet edip yine kitap okumanın önemine vurgu yapan Anatole France’nin: “Bana kitaplarını göster, sana çocuklarının ruh halini söyleyeyim.” demiştir. Bu söz bir milletin evlatları için hayati derecede önemlidir. Gençlerimiz kitap okuyor mu yahut da ellerinde somut bir şekilde gösterebilecekleri kitapları var mı? Üzülerek söylüyorum genele bakarak konuşacak olursak yok. “Kitap okuyor musun?” diye soru yönelttiğimde “evet” cevabı beni heyecanlandırırken, “ne okuyorsun?” sorusuna verilen “Wattpadd kitapları” yanıtı da haliyle beni hüsrana uğratıyor. Kendi çapımda yapmış olduğum ankette hitap ettiğim topluluk üniversite gençleri olup, “Günümüzde neden kitap okunmuyor? , Okunuyorsa neden magazinsel içerikli, bireye fayda vermeyen şeyler okunuyor?” sorusuna verilen birkaç yanıtı sizlerle paylaşmak isterim: “İnsanlar zihinlerini yormaya üşeniyor.”, “İnsanlarda okuyup, okuduklarını muhakeme edecek sabır yok.”, “İnternette okuduğumuz şeyler daha kısa ve hızlı bitiyor. Saçma ama bunların ilginç bir dikkat çekiciliği var.”, “Yaşadığımız çağ teknolojik ürünlerle dolu, sanal alem yaygın okuduğumuz şeylere erişim kolay.” vb. yanıtlar geldi. Oysaki insanın bir klasiği eline alıp sayfalarını çevirmesi, -o sırada- sayfaların hışırtısının kulağına bir şeyler fısıldaması, bir sayfanın diğerine kavuştuğu andaki hasreti, o muhabbet kokusunu insan hangi teknolojik içerikli kitaplarda duyabilir. Günümüzdeki gençlerin -dikkatini çeken- bu kitaplara bakarak gelecekte bizi nasıl bir neslin beklediğini tahmin etmek zor olmayacak. Üzücüdür ki edebiyatımızda yer alan kıymetli yazarların yazmış oldukları kitapları anlamadan yetişip gideceklerdir.
İnsan, bir ağaç misali gelişmesi ve büyümesinde pek çok etken vardır. Bu etkenlerden biri de toprağa sıkı sıkıya tutunması için gerekli olan köklerdir. Nasıl ki kökleri besleyen hava, su, topraktaki minerallerse insanı besleyen de kitaplardır. Beslendiğimiz kaynakların kalitesi -yani faydalanılabilirlik açısından- bizim topluma ne kadar yararlı bir birey olduğumuzu gösterir. Okuduklarımız bize gelecekteki halimizi, ne olup ne olmayacağımızı gösterir. Kitap okumak bu kadar önemli iken bizi ilgilendirmeyen, şimdi ve ileri de bize fayda sağlamayan fakat zihnimizi meşgul edip vaktimizi heba etmemize neden olan bu bilgi kirliliklerinden kurtulmanın vakti sizce de gelmedi mi sevgili dostlarım? Haydi elimize kitabımızı alıp kokusunu içimizin en derininde hissedene kadar koklayalım! Belki bize yıllar öncesinden anlatmak istediği şeyler vardır. Birazda onlarla ilgilenip onların dertlerini dinleyelim. Anlatacakları çok şey var. Sayfalarından belli beklemekten nasılda sararmışlar, sararıp olgunlaşmışlar, kemale ermişler…

Artık tam sırası dostlarım vakit bu vakittir! İş, güç, o, bu, şu beklesin biraz! Sizi çağırıyor kitaplar ince bir serzeniş ile duyuyor musunuz? Haydi çok bekletmeyin elinize alın ve okuyun onları…

Zehra Tarsusi

Misafir Yazar

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın