konan göçer bu dünyadan anladık
dağ kalmadı senin adın sormadık
bir çaputla kalın tuzu bağladık
ince ince sızlar yaramız bizim

anladık ya vakit hayli geç oldu
kar altında ekin biçmek güç oldu
“kara taşa pençe vuran” çok oldu
silindi bahardan izimiz bizim

kurudu tarlamız hep oldu zayi
kara haber yaydı pek oldu şayi
seni bulmak için kuş olsak dahi
kırıldı duvarda sazımız bizim

ekin vermez artık toprağın hası
zehir koyup sundu o altın tası
dillerde garip tat hemi de sası
söylenmiyor artık türkümüz bizim

çok haber bekledik gelip geçenden
çabuk mu sıyrıldı canın bedenden
karlar sardı seni beyaz kefenden
çizildi defterden adımız bizim