Buğu

Ben uyandım
saat yedi çeyrekti
o da uyanmıştır
bilemedim saatini
işe geldim acele
hesap gördüm
gececi fazla verdi
yazdım listeye
patron geldi
çıkalım dedi
çantam elimde
banka dolaştım
o ne yaptı bilmiyorum
işe gitmiştir dedim
acıktım birden sonra
orada paydos ettim
gittiğim lokanta
merkezinde şehrin
bankacılar yan masamda
doktorlar var ve
reprezantlar hakeza
ilaç satacaklar dedim
sonra bana ne deyip geçtim
paraya kıydım ama
etli sarma söyledim
yoğurt olsun yanında
o da acıkmıştır elbette
o olsa ona da söylerdim
yemeğim geldi bekledim
garsonlar telaşlıydı
servisin tam ortası
para kazanılacaktı
bankacılar vardı
doktorlar da orada
sonra hakim geldi
kızı ve eşi yanında
beni unuttular masada
kimse sormadı ne içtiğimi
yutkundum öyle yedim
paraya kıydım ama
kasaya geçtim doyunca
aklımda içemediğim su
kasada sıra yoktu
insanlar yemek yiyordu
ben doymuştum
su bekliyordum
sonra sevinç hanım geldi
lokantacı alinin gelini
kasayı açtı gözüme baktı
bozuklukları hesapladı
kaçını verse cuma vakti
yarayacağını bilemedi
hesap dedim sesim gürleşti
elimi cebime attım
elli lirayı okşadım
tam yirmi dört lira tuttu
etli sarma, yoğurt ve bir su
itiraz etmedim hiç
elli lirayı uzattım
yirmi altı lirayı aldım
bir lirayı bıraktım
karanfili ağzıma attım
kamaştı dişim acıyı tattım
güldüğümü farketmedim
sevinç hanıma selam verdim
sevinç hanım sordu
hayırdır ne oldu?