Yaşım bir parantezin içinde yirmi yedi
İsmimin baş harfleriyle anılıyorum
Üç beş satır yetiyor cürmüm için
Gözlerimde kalın punto bir tire
yazılandan fazlasını demesin diye

İtiraf olur gözünü dört açmak
Bırak şahit aransın uzasın dava
Oysa çabuk olsundu içten içe isteğim
Fakat doğruluk yemini etmedim daha
Kim bilir belki de yalan söylerim

Sözler neye dönüşür şimdi benim ağzımda
– Aynada biriken sular gördüm sanırım
Yolcunun biri tedbirsiz suya taş attı
Dıştan içe yıkadı beni bu taşla.
Gayrı bir tek söz etmeye yararım

– Suda bir başkasının aksi yatardı
Taş değdi dalgalandı kabardı
Sanki gölgemin üstüne düşmüşüm gibi
Sanki rüyaymışım düşmüşüm gibi
Gövdemi başkasının hayali sardı

Çok sürmedi hayalin* bende varlığı
Ardında bir işaret bırakıp gitti –

Gören gözü yanıltan bir hayalim ben
sırtıma binen ödev ayaklanınca
Yaşım bir parantezin içine düştü
Gözlerime mil çekildi kalın çizgiden
Çünkü kelimelerin altında kaldım

* Henüz adı konmamış, bir kimlik kazanmamış ama somut varlık olarak sözlerimi seçmiş ve aynayla mukabelemi halüsinasyona çevirmiş bir şey bu.

Ahmed Ekici

Misafir Yazar

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın