Yedi kitap yazdırır bir kokusu yok burnumun
Beni senelerce haylar bir geçmişten dışlandım
Kaydım silindi gönül diye bir defterden
vardıysa
Artık beni bağlar ip yok süzülmekteyim
Burası
yani ipini koparanın düştüğü bu hercümerc
Sırnaşan anı kılıklı kurdeşenler mezarı
Sen misin başımdaki çatı alnımdaki ter
Bana çisildeyen bu yağmur sen misin
Bereketli toprakların ferahı için
karanlık tohumlar saçan ey Tanrı
Sen
Bulduğun bu tarlayı sürmeyecek misin
Elimin tersiyle buluyorum ağzımı
Senin cömertliğini duyduktan sonra
Guruldayan bir şeyler
Yara almaya teşne ve hevesli yerimde
Şuna bak
gövde bulmak dileyen sözlerime
Bunların anlamı ne bilmiyorum
Beni bir yerden bir yere taşısın için
Asılıyorum eteklerine onların
Karşımda göz kırpan bir gece beliriyor
Sevecen ve vahşi
Kastı ben diye bildiğim yerlerime
Adsız bir nesneyim mazur görülecek
Kendim dediğimde kullandığım kelime
Şimdi sonuna varmakta ısrar ettiğim bu şey
şey…
-adına ne desem ola
İnsanların yaşamak dediği debelenme
-oldu sanki
bir ayak sürümeye dönderdi beni
Serseriyim avareyim aylağım özentim bu
Herkesin kaygısına bir burun kıvırmayım
Bu da talihim
Beni cezalandıran elin ayasına
Yüzümle beraber kederimi de serdim
Onmaz değil bir olmazlığım
İknayım sana
Ama geride kalıyor toz kaldıran ayaklarım
Aklım sebebi olduğu ayaklarımda
Ben ahmaklığım

Ahmed Ekici

Şair

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın