I.
Üç ayrı çeşmenin suyu gibi
Birleştiler bir derede
Üç ayrı köyün çocukları
Yamalı da olsa temiz elbiseleri
Kavruk yüzleri, nasırlı elleriyle
Bölge Yatılı’nın yurdunda ilk gece
Başlarına çektikleri battaniyelerin altında
Hıçkırıkları karıştığında geceye
Kavganın ve yokluğun üçlüsü
Yol yürümek için sözleştiler

II.
Yemen çölünden balkan dağlarına
Savaştan savaşa hatırlananlar
Kaderlerini peşin parayla alanlar
At terkinden seçilen arpa ve diğer şeyler
Yıllar var ki değişmedi vaziyet
Lise yıllarından fakülte sıralarına
Hür ve Müstakil Türkiye!
Battaniye altındaki hıçkırıklar, yerini
Müreffeh ülke hayallerine bırakalı
Güzel günler görmek için, uzunca
Gece ve gündüz, aç ve sefil
Olanca güçleriyle ettikleri kavgalara
Son verildiğinde bir gece
Sağdan ve soldan, yandan ve beriden
“Okullara, mahallelere ve şehirlere sığmayanların
Hücrelere sığdırıldığı zamanlar geldiğinde”
Bölge Yatılı’da ilk gece gibi bir an
Battaniyeler çekilince yeniden başa
Eski bir ağıt yankılandı gri boyalı
Havasız hücrenin duvarlarında
“Ben gidiyom Rüştü Beyim ağlama
Köz koyup da ciğerimi dağlama
Alay gitti beni burda eğleme
Yemene de benim ağam Yemen’e”

III.
Ortak sancıların insanları
Ortak sanrıların
Asıldılar köy meydanında
Çıkma keresteden darağacı
Çamaşır ipinden ilmek
Gençliklerini verdikleri heves
Asıldı kerahet vakti
Birer, üçer, beşer ve onar
Kiminden geriye kalan sadece
Gömlek yakasına düşmüş gözyaşı
Ceket cebindeki sararmış fotoğraf
Yırtıldı köyün meydanında
Bir karayel esti savurdu
Ortak sancıların insanları
Ortak sanrıların
Ortak asıldılar…