bunca ok uçurdun da şu nefsine değmedi
değmedi nezaket, ihtimam ve hatta yara
usturalar biledin, makul şeyler söyledin
semtine uğramadın sen onun; ebu derda

ummana daldın da dilinde sası bir tat
direklere bağlandın, adın lübabe değil
gömleklerin jilet gibi, kalbin ise kat be kat
bunca kılıç üşürdün hiçbir putu eğmedi

değmedi, eğmedi, işitmedi, görmedi
ol! dediler olmadın, on! dediler onmadın
uçan ok elbette konar, konan elbette göçer
bu dünyanın sırrını hiçbir kulu bilmedi

artık ne bir savaşçısın, ne atın var ne gürzün
uzunca bir kırık kılıçtır artık hüzün
o denizler, o kuşlar, dağladığın yaralar
bunca kancıklığın hiçbirine değmedi