Ve bu dilimde patlayan mayınların açtığı oyuklar;
bana iki yanında kobraların dansı cendereyken, yaşam oluyor kötülük yoksunluğundan nefessiz kalan kan gölünden balıklara.
Ve bu çocuk neşesine asılmış Dıral Dede’nin düdüğünü, çalmama hürmeti; kanlı ellerle kısıldıkça çocuk sesi,
bir gün olsun aratmıyor cehenneti.
Ve annenin gögüslerinden akan sütün toprağa vurduğu kazma,
sevdadır deyyu,
samanlık da seyran deyyu,
yoluna ve yol dediğine ol deyyu;
Önce icma sonra âmâ.
Ve hiç kimsenin ait olmadığı ve bir bilinmeyenlinin sahip olduğu mola istasyonunda sarj ederek bendini,
o gögüs kabartarak şehit olmayı yeğlediğin savaşta,
komutan etmese bile komuta edeceksin kendini.
Ve pansumanımdan söküp attığım o yaraya anlattıklarım,
kuş uçuşlarına biçilen sansürlerden gayrı,
kara kutuların aslolan renklerini temsilen ekranlarda,
huy deyyu,
duy deyyu,
uy deyyu;
Önce kırım sonra sarım!
Ve Kerbelâ’dan bu yana sulanmamış bir çicektir soyum,
dağların denize paralelliğine karar veren hüküm,
beni de tükürmüştür paraşütsüz dünyaya,
oysa ben Habil’in bastonu olmak isterdim,
Kabil’in putuna evrildi Yuzarsif’ten yoksun kuyum.
Ve şarabı sıcak içmenin cehennemin kaçıncı katmanı olduğunu tartışan şeyhlerden,
aman ediyoruz,
uçmaktan uzak,
din veyahut devlet işlerinden;
venire deyyu,
videre deyyu,
hiç yenitemezsen,
vincere deyyu…
Ve bu denli sivri bıyıkla bir deliye konulacak isim miydi Dali,
güneşte yok olmak pahasına kurt dilenen ölülere ayıklatmadık mı princin eriyen taşını,
delikli oksijen ambarında kaç günün kelebek,
her şeyhin cevabına varsak bile sormak lazım gelecek:
Seninde mi Arslan’ın, Ali ?
Ve Mara nehrinden geçen antilobun yakalandığı timsahın, gözyaşının samimiyetiyle yaşanıyor dünya.
Uluslararası Davos likörlerinin alkol dengesini bozmuş çocukların kıyıya vuruşunu seyrediyorduk ardan uzak, sütten kireç suratlarla.
giyotinlerle şehredilen samur kürkünün binlerinin hesabına nasıl varacak Hezarpare Ahmet Paşa?
çok deyyu,
çiğ deyyu,
çağ deyyu,
bunca irin akıyorken boğazımızdan aşağıya,
merak mı ediliyor,
Sair,
Leza,
veyahut Gayya ?

Onur Ömür Çağlar

Misafir Yazar

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın