ne zaman yüzüme gülsen sevgilim
yeryüzünde tüm anneler bana gebedir
doğa ana bak bu senin gelinin
bağrında biter yedi farklı iklimin

göğsümün inmişken camı çerçevesi
sen öyle tadilat
öyle usta
ellerin, ince
bir işçilikle
işle bir incelikle
anne bir çehreyle karşıla beni
ihtiyardır yüzümdeki çocuklar
artık yaşı geçti
doğduğumda peşin peşin ağladım
oradan biliyorum
kapat taze gözlerini israf olmasın
ayna icat edilince uyandırırım ben seni

devir tehdit et it düşür kaldır çevir hırpala
gafil avla tongaya getir yemle tuzağa çek
mahmuzla deş yarayı
sok döndür çıkar kanırt
hızlansın ölümsüzlüğüm
seni düşünmek işte böyle meydan muharebesi
sen bin atlı hışmıyla girersin pencereden
-ki bu dört bin adım demek şakaklarımda-
ben dirseklerimle pervazları çürütürüm
yetmez sana doğru bir akıl yürütürüm
yetmesin
kutsa bu hıristiyan duygularımı
devşir beni ocağına düşür
hamım beni kucağında pişir
harla dinmiyor ahım
bir fermanla bağla beni hadi şahım

Abdulkadir Keser

Misafir Yazar

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın