Gerçeğini hiç duymadığın bir yalan,
Yalandan sayılır mı ?
İnsan hasta bir çiçeğe,
Bu kadar alışır mı ?
Kopardığın o gülün dikeni,
Ellerine darılır mı ?
Yıldızlar da tutunmak için,
Gökyüzüne sarılır mı?
Başımızın üstündeki çatılara,
Bulutlar alınır mı ?
Ölü bir dostun hırkası bir gün,
Yüreğe tekrar asılır mı ?
Gülü zapt etmişken toprak kendine,
Bülbül karşısında öyle salınır mı ?
Kırgın çıkıyorsa kalemden her dize,
Bir daha çocuksu şiirler yazılır mı ?
Bir gün hıçkırırken gönül dolusu,
Gülmeye böyle mecbur kalınır mı ?
Zaman geçince o en derin yaradan,
Acı hiç yaşanmamış sanılır mı ?
Bomboş bir eve girince hırsız,
O evin boşluğu da çalınır mı ?
Dikenlerin eşiğinde dolaşırken sen,
Sana gülün kapısı açılır mı ?
Tam unuttum derken İnsan,
Bir ses akla mıh gibi çakılır mı ?
İhanet ihanet tüterken aşk,
Üzerine su diye vefa saçılır mı ?
Kâfiyeler bitse de şiirler bitmez,
Şairden gitsen de şiirden kaçılır mı ?
Hazan Faslı
Misafir Yazar
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!