sahibi
duymamıştır şunu da

“karac’oğlan el duymasa
yanımda engel olmasa
üç gece sabah olmasa
sarılıp yattığım zaman”

ama sezer karac’oğlan ondandır
bilmez bazı harlanır haramiler elinde
bilmez dirildiğim sandığıdır kasteden
ha sırpsındığı ha harami sandığı
oysa sırpsındığında düşman bellidir
hançerlenir hünkar murat gibi yaralı topuk da
hançerlenir celalî izzeti
oğlum mernuş unutmayasın bunları da
olasın merbut tanrının rahına
alıp götüre seni viyana tâkına

inceltsin sevdan seni ince memedce
çürütme gül bahçelerini
biz
hangi çağda sökün ederse etsin
namus ehli dinelmek isteyecekler
severiz
severiz zeminin nebat-ı elvan elvanını ya
gülü başka laleyi başka deriz
“ve lakin medehtu megâleti bi muhammet”

divanelerin hemdemi divane gerektir unutma
ki geşt-i beyaban ister bakî dilinde
geşt-i beyaban, beyt-i ahzân
ki en yakışanı odur sana
bir dikili daşın olmaya dünyada
ol yusuf’a hemdem
lakin tekmeleme işçiyi oğul,
tut ellerinden karakoç’ça
der ya sırattan incedir sevda köprüsü
derya misali dal amuderyaya
ceyhun et gönül tellerini
“bir zaman gelir ki dertli tellere
kefli kefli dokunmaya az galdı”
dinle
neye meye pek meyletme
bin atına ger meydanı.

bin atına da mırıldan
“izini kaybedip vurup kaçanlar
arkasına bakınmaya az kaldı”

“bırak her şeyi tarumar eden yaşasın o ağırlığı, pişmanlığı”

perr ü bal isteme fikr et
sönmesin aman ha
gözlerinin feri de

iste bir nesîm-i ilahi
essin de bir ala rüzgar
terzilini tazammun etsin tüm kahpelerin

dağda dört mevsim erimeyen karlarca ferah olsun
hakkından gelen
seyyad-ı bîinsafa hizmet edenin.

gelsin sürsün sefasın
yeşil gözünde maraş’ın ki
turkuaz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın