perdeleri çekili hayatımın
loş avuntusu karanlık
çıldırtıcı tıkırtısıyla yüreğim
iskeletim üzerinde bir yük
kalkıyorum geçiyorum geceden
gümüş eteklerine tutunmuş
tutuşmuş bedenim ve çiçek
alevler içinde geçiyorum
mor çizgili tepelerden
solgun mavi bir tekne
kürekleri büyük yelkenleri küçük
alevler içinden sürüyorum
dağılıyor solgun mavilik
yerini karaya bırakıyor
kara baştankara kapkara
mor çizgili tepelerin etekleri
kırmızı çiçekler açıyor ağaçlar
gölgelerde sen geliyorsun aklıma
sırtın geliyor beyaz bir elbise içinde
kolların uzuyor bana ellerin
bir serabı uyandırıyor
ruhumda tuzun tadı ağzımda pas yürüyorum
gümüş rengi parıldayan çakılların üzerinde
sesler kesiliyor
yanan yüreğim sen boşuna ölüyorsun

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın