Yalnızlık bilmem nasıl yalnızlık
tüm günahları yüklenmişimde herkes tiksinçle bakıyor
Ne kıymeti var bir diğerinin(!)
benim yevmiyem olukları bırakıyor.
Sinek kuşlarının yavrularına ve sana mükellef bir vakit kolluyorum
toprağın damarlarına ulaşınca
can bulacak bedenimi süzüp takvimlerden hep hüznü işaretliyorum

Soytarıların düşünde kralların kanında gezen necis/mağlub
delip geçerken hayayı
sözü irkiten perdeler gözümün önünde duraksız
Yine de en sabırlınızı İsrafil belliyorum

Sorsan oda inançlı hem rüyaları da var yaraları senin kadar yaraları
olduğu vakitler şenlikler kurar
ışığı sömürülmüş yıldızları suçlar
belli sıratı heder etmiş amma
nasılsa yanımda canlı kanlı gezen
bu azap sana
selam dahi vermez

Tüm temaşaları gölgeme sığdırdım
artık ardı sıra kaçtıklarımın yasını tutabilirim paslı bir bakırla helalleşip
çöplere uzalı kilimde gördüğüm hakikatı tek seferde harcanmış biletleri ve dahi
gasteler altında bekleyen kedi cesetlerini bir harfe benzer şekilde sıkıştırıp türbe yeşili muskamı
zihnime asıyorum
Gayrı korkmam görünen muğlak yakamı savursa da
yamaladığım yaşam bana bir merhamet borçlu

Nur Salâhoğlu

Misafir Yazar

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın