Lambanın ışığında okurdu babam
Ay ışığında bazen.
Tam zamanında namaza durur
Vakitlice ibadetten zevk duyardı.
Az bilir, bildiğini yaşardı.
Çok söylemez, özün kendisinde açığa çıkanı görürdüm bazen.

Babam bir gölgelikte okurdu sonra.
Bir kuyunun başında abdeste durur, zamanı beklerdi.
Her şeyin bir zamanı vardı kitabında.
Babamın kitabında ölmenin bir zamanı yoktu.
Benim babam okurdu ve olurdu.
İnanırdı ve inancını bildiği kadarı ile yaşardı.
Bildiği kadarı ile oldu ve öldü..

Ben lamba ışığında çok az okudum.
Ay ışığında yürüdüm yıllarca..
Lamba; elektriksiz, bir gözlü evin gazlı lambası..
Bitmesi kötü olurdu ama okuyunca babam, gözyaşları beslerdi ışığı.
Bitmezdi aylarca
Bereket ateş olur eteğine yağardı lambanın..

Ben aynı kuyudan defalarca kez abdeste durdum
Aynı zevki duymadım hiç.
Zamanı geciken bir çok ibadetim oldu.
Ben okudum olmadı, ölmedim..
İnandım
gereği gibi yaşamak sakatlandı bir çok kez
Yaralandım, tökezledim ama vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim.
Ay ışığını bekleyeceğim…

En kutlu mirasını belleyeceğim ibadetini.
İlk harfi öğretirken ki heyecanını soluyacağım.
Bilmek amel etmekle var olur bileceğim.
Babamın gözlerinde okuyacağım kitabı, geceyi, lambayı..
Biliyorum bir gün olacak ve ben de öleceğim…

M. Ali Baran