“Korkulası kuşlardan çoğu beni yemedi
ben çünkü hiç kirazın en irisi olmadım”

Muayyen saatlerde sırıtmak zorunda
siyahın sultasında sokağa çıkmanın kasveti
yıldızları görerek ve imrenerek ali’ye
ensemden sırnaşık nefesleri kesip
bir mavzer patlayınca sönen ışıklara aldırmadan
kımıltısız şehrin gölgelerine sığınmadan
külden şiltelere rağbet etmeden
şadırvanda doğan insana kanarak…

Gözlere mil çekilmeden önce
ve kulaklara fabrikaların sesi dolmadan
kanırtmadan son kapının mazgalını süzerek
içeride korkusuz katranlar sıralı -yapraklarında bin melek-
demirden yumrukla yükselen inilti kesifti
bir yumruk ki  görülmeye değer.

Göğü tam ortasından keser bir mısra
bıçak olsa kesemezdi.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın